Airbnb'nin üç başarı prensibi



Airbnb’nin girişimlerinin başarı öyküsü kuralları ihlal etmekle başlar: Inc.com’da yayınlanan makaleye göre, dünyanın en büyük bulut tabanlı dosya paylaşım platformu Dropbox ürünlerinin prototipi üzerinde çalışırken, yani henüz ürün ortada yokken, insanların böyle bir ürüne ilgi duyup duymayacağını, satın alıp almayacağını merak ederler. Dünya Gazetesi'nde yayınlanan incelemeye göre; Airbnb modelinden kendi şirketiniz için dersler çıkarmak için ille de küresel turizm sektöründe faaliyet göstermenize gerek yok. Çalışan deneyimini güçlendirmek ve geleceği tasarlayanlar arasında olan bir şirket olmak için işte Airbnb’den üç prensip:

1. Çalışanlarınızı dahil edin

Şirketle ilgili her konuda dahil edilen çalışanlar aidiyet hisseder. Özellikle de günlük iş hayatlarını ilgilendiren konularda fikirlerinin alınması, katkılarının olması önemlidir. Herkes dinlenmek, önemsenmek ve yaptığı işin sonuçlarını birebir görmek ister. Airbnb çalışanları nerede çalışacaklarından ne yiyeceklerine kadar kendi kararlarını kendileri verirler. Çalışanların zamanlarının çoğunu işte geçirdikleri düşünülürse, kendi çalışma ortamlarını kendilerinin belirlemesinden doğal birşey olamaz. Kendi belirlediği ortamda kişi daha büyük bir sevk ve verimle çalışır. Başarılı çalışanları olsun isteyen şirketlerin çalışanların tercihlerine kulak vermesi ve daha da başarılı olmaları için uygun ortamın yaratılması önemlidir.

2. Samimi olun

Airbnb’de yapılan herşeyin felsefesi herkesin ait olduğu bir dünya yaratma üzerine kuruludur. Bu felsefe şirketin misyonunu, doğru kararların alınmasını ve insanların aynı misyonu uygulamasını sağlar. Çalışan deneyimlerinin başı, Mark Levy, gerçekten güçlü bir çalışan deneyiminin en tepeden şirketin kültürü ve amacı doğrultusunda belirlendiğini söyler. Büyük bir misyona sahip şirketlerde çalışanlar kurucular ve yöneticilerin neden belli politikaları izlediklerini, yaptıklarını neden yaptıklarını bilirler. Şirket içinde açıklık ve samimiyet vardır. İş ve özel yaşam dengesini kurmak için herkes uğraşır, yönetim çalışana karşıymış gibi bir durum yoktur. Birçok Airbnb çalışanı hem çalışan hem de müşterilere yaratılan Airbnb deneyimininde ve bu deneyimi sağlayan misyondan dolayı Airbnb’de çalışmayı isterler.

3. Sürekli geliştirin

Çalışan deneyiminin çalışanların geri bildirimiyle oluşturulması ve herkesin suan mutlu olması hep mutlu olacağı anlamına gelmez. Herşey gibi geliştirilmelidir. Bugün çalışanları tatmin eden şeyler yarin değişen koşullar ve işgücüyle beraber değişime uğrayabilir. Sürekli çalışanların sesleri duyulmalı değişime şirket de sürekli adapte olmalıdır. Airbnb’de çalışma alanını “belong anywhere” (herhangi bir yere ait ol) kavramı belirler. Çalışanların kendilerine özel ofisleri veya masaları yoktur, ancak bilgisayarlarını şarj edecekleri yerler ve eşyalarını bırakacakları dolapları vardır. Tüm şehir ofisleridir. İstedikleri cafe’den, kütüphaneden veya evlerinden çalışabilirler. Bu çalışma şekli şuan çok başarılı olmakla beraber, ilk uygulamaya girdiğinde çalışanların pek de hoşuna gitmemiştir. Sınırsız bir iş ortamı kimilerinin kaybolmasına, motivasyon kaybetmesine sebep olmuştur. Liderler çalışanlardan gelen geribildirimler doğrultusunda küçük değişiklikler yaparak çalışma alanlarını daha net çizgilerle tanımlamış, beraber çalışma ortamlarının yaratılabileceği ortak alanlar oluşturmanın yollarını bulmuştur. Airbnb prensiplerini kioskluyoruz.