Diyabet hastalarına yaz önerileri



Çağımızın önemli bir problemi olan ve görülme sıklığı giderek artan diyabet, ülkemizde her 100 kişiden 13’ünde görülüyor. Özellikle yazın gelmesiyle diyabet hastalarının beslenme ve yaşam biçimlerini daha çok dikkat etmeleri gerekiyor. Diyabet hastalarının yaz mevsimine uygun önlemler alması da bu hastalığa bağlı oluşabilecek çeşitli sorunların önlenmesinde önemli yer tutuyor.

GENELLİKLE 30 YAŞ SONRASINDA ORTAYA ÇIKIYOR Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Doç. Dr. Özlem Çelik diyabet hastalarının sağlıklı ve aktif bir yaşam sürmeleri için dikkat etmeleri gereken noktaları anlattı. Diyabet hastalığı genellikle 30 yaş sonrasında ortaya çıkan bir hastalık. 2 tür diyabet hastalığı bulunuyor. Son yıllarda adolesan çağında, hatta çocukluk döneminde bile sıkça görülmeye başlandı. Sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam ve obezitenin giderek artması diyabetin sıklığındaki artışta önemli yer tutuyor. Hastalık, başlı başına hayat kalitesini düşürme potansiyeli taşırken hem de yol açtığı kalp ve damar hastalıkları, böbrek yetersizliği, görme problemleri ve sinir hasarı gibi birçok ciddi problemler nedeniyle de hayat kalitesini düşürmede rol üstleniyor. Hatta daha da önemlisi insan ömründen alabiliyor. Uzmanlar, tüm bu detaylara rağmen düzenli tedavinin yanı sıra; yaşam alışkanlıklarına dikkat edildiği takdirde diyabetle sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmenin mümkün olabileceğine dikkat çekiyorlar. Doç. Dr. Özlem Çelik, diyabet hastalarının yaz mevsimine özgü uygun önlemler alması da diyabete bağlı oluşabilecek çeşitli sorunların önlenmesinde önemli bir yere sahip olduğu anlatıyor. İşte, Çelik'in diyabet hastalarına yönelik yaz dönemi için tavsiyelerinde öne çıkan detaylar... MEYVELERDE TARÇIN KULLANIN Çelik'e göre glisemik indeksi yüksek besinlerin kan şekerini hızla yükseltmeleri nedeniyle bu tür besinleri tüketmekten kaçınmak gerekiyor. Karpuz, kavun, üzüm, çilek ve incir gibi yaz meyveleri de yüksek glisemik indeksine sahip oldukları için bu tür meyveleri 1 küçük porsiyon şeklinde (glisemik indeksi ve kalorisi ayarlanarak) tüketilmeliler. Yüksek glisemik indeksli meyvenin yanında süt ürünü tüketmek glisemik indeksini düşürüyor. Ayrıca meyvelerde tarçın kullanımı da kan şekerini dengeleyici etkiye sahip oluyor. GÜNDE 2.5 LİTRE SU İÇMEYİ İHMAL ETMEYİN Yaz aylarında su tüketimini artırmak diyabetliler için çok önemli. Çünkü sıvı kaybı diyabet hastalarında kan şekerinin yükselmesine, hatta böbrek yetmezliğine davetiye çıkarabiliyor. Bu nedenle, aşırı terleme sonucu alt üst olabilen elektrolit dengesinin sağlanması için sıvı tüketimini mutlaka artırmak gerekiyor. Meyve suları ve gazlı içecekler kan şekerinin oynamasına neden olurken, kafein içeren çay ve kahve de vücuttan daha fazla sıvı kaybına yol açabiliyor. Unutmayın ki hiçbir sıvı suyun yerine geçmiyor. Dolayısıyla yaz mevsiminde 2.5 litre su içmek asla ihmal edilmemeli. 3 ANA 3 ARA ÖĞÜN TÜKETİN Kan şekerini ideal seviyede tutabilmek için dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, düzenli ve dengeli bir beslenme programı oluşturmak olmalı. Böylece kan şekeri dengesizliğine bağlı olarak gelişen sürekli açlık hissetme, yorgunluk, baş dönmesi ve bulanık görme gibi olumsuz etkileri ortadan kaldırmak mümkün olabiliyor. Doç Dr. Çelik, kan şekeri düzeyinin ideal seviyede kalması için 3 ana ve 2 veya 3 ara öğün şeklinde beslenmeye özen göstermek gerektiğinin altını çiziyor. Ayrıca glisemik indeksi yüksek olan meyveler, tatlılar ve hamur işleri gibi besinlerden de uzak durulması şart. Kilo alımı ve tansiyon yükselmesi gibi sorunlara neden olabildiği için ağır ve yağlı yiyeceklerden kaçınmak da önemli. GÜN İÇİNDE 40-50 DAKİKALIK YÜRÜYÜŞ YAPIN Egzersiz ve spor hayatın mutlaka bir parçası olmalı. Bunun nedeni ise düzenli egzersizin hem kilo vermeye katkı sağlaması, hem de insülin direncini ortadan kaldırması. Gün içinde yapılacak 40-50 dakikalık yürüyüş en çok önerilen egzersiz türü. Ayrıca yazın bol bol yüzülebilir. Ancak bunlar için akşam saatlerini tercih etmeli, güneş altında kesinlikle bulunulmamalı. 11.00-16.00 SAATLERİ ARASINDA SOKAĞA ÇIKMAYIN Güneş çarpması sağlıklı kişileri bile tehdit ederken diyabet hastalarında kalp krizi ve beyin kanaması gibi ciddi problemlere yol açabiliyor. Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Doç. Dr. Özlem Çelik, bu nedenle güneşin zararlı ultraviyole ışınlarının yeryüzüne dik geldiği 11.00 – 16.00 saatleri arasında sokağa çıkmamanız gerektiği uyarısında bulunarak; “Sokağa mutlaka çıkmanız gerekiyorsa mümkün olduğunca gölgede kalmaya ve başınızı şapkayla korumaya özen gösterin. Yüzünüzü, kollarınızı ve ellerinizi sık sık soğuk suyla serinletmenizde de fayda var. Sabah erken saatlerde veya akşamüstü güneş ışınlarının eğik geldiği zamanlarda güneşlenin ve bunu 20-30 dakika gibi süreyle kısıtlamaya dikkat edin” diyor. DAR AYAKKABI VE ÇIPLAK AYAKLA DOLAŞMAMAYA ÖZEN GÖSTERİN Diyabet hastalarında ayak ve cilt bakımı ayrı bir önem taşıyor. Bunun nedeni ise yaz aylarında ayakların sık travmaya maruz kalması ve ciddi enfeksiyonlar gelişebilmesi. Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Doç. Dr. Özlem Çelik, yaz mevsiminde dar ayakkabı ve parmak arası terlik giymemeniz gerektiğini vurgulayarak, “Çünkü minik bir çizik bile en ufak bir darbeyle iyileşmesi güç olan bir yaraya dönüşebiliyor, uzun vadede diyabetik yara enfeksiyonları ve uzuv kaybı gibi ciddi sorunlara yol açabiliyor. Yine aynı nedenle kumsalda, denizde veya taşlı arazilerde çıplak ayakla dolaşmamaya özen gösterin” diyor. 3-6 AYLIK ARALARLA KONTROLLERİNİZİ MUTLAKA YAPTIRIN Tatilin rehavetine kapılıp rutin kontroller ihmal edilmemeli diyen Çelik, çünkü diyabetin yaz mevsiminde böbrek yetmezliğinden tansiyon problemi ve kalp krizine kadar birçok hastalığı tetikleyebildiğine dikkat çekiyor. Düzenli yapılan endokrinolojik, kardiyolojik ve göz muayeneleri ile EKG gibi kardiyolojik ve ihtiyacınıza göre belirlenen laboratuvar tetkikleri sayesinde hem ilerde gelişecek olan komplikasyonlar önlenebiliyor, hem de erken evre tespit edilen böbrek yetersizliği geri döndürebiliyor. Bu nedenle kullanılan insülin ve ağızdan ilaç kullanımı, takip edilen kan şekeri durumunun hedefte olup olmamasına göre, hekiminizin belirlediği 3-6 aylık aralarla kontrollere devam edilmeli. İNSÜLİN KALEMLERİNİ SERİN ORTAMDA SAKLAYIN İnsülin kullanan hastalarda sıcaklar büyük bir önem taşıyor. Çünkü insülin enjeksiyonu yapıldığında eğer hava çok sıcaksa ciltteki damarlar genişleyeceği için insülin çok daha kolay emiliyor. Bu nedenle soğuk havalara göre daha güçlü bir etki görüleceği için yazın insülin dozunu azaltmanız gerekebiliyor. Bunun için doktorunuzla mutlaka iletişim halinde olmalısınız. Ayrıca aşırı sıcakta dışarda bırakılan insülin kalemleri bozulabiliyor, etkinliğini kaybedebiliyor. Bu yüzden insülin kalemlerinin kullanılmadığı sürelerde buzdolabının yumurta bölümünde ya da en azından 25 derece altı ortamlarda saklanması gerekiyor.