Müfit Can Saçıntı: "Bu sistem bedenime sahip olabilir ama ruhuma asla!" KİOSKLA/ÖZEL



KİOSKLA-ÖZEL: Para kazanmayı aklının ucundan bile geçirmeyip sadece hayallerinin peşinden giden kaç insan sayabilirsiniz? Hele de şu günün Türkiye'sinde kuşkusuz herkesin cevaplamakta zorluk yaşayacağı bir soru bu. Yapımcı, yönetmen, senarist, Müfit Can Saçıntı sadece kendi rüyalarının peşinden giden bir adam. Film çekmenin ona verdiği mutluluğu başka bir meslek veremediği için film çekiyor. Yoksa son filmin Yaşamak Güzeldir'de devlete ve bankalara borçlanan bir insan yeni filmi için şimdiden kolları sıvayıp yeniden film çekmeye koyulur muydu?

Özel bir insan Müfit Can Saçıntı ile yine, KİOSKLA okurlarına yakışır bir röportaj yaptık.. "HERŞEYİN PARA OLDUĞU SİSTEMDE SEVMENİN BEDAVA OLDUĞUNU ANLATACAĞIM" KİOSKLA:Yaşamak Güzel Şey filminiz sinemaseverlere ulaştı. Ama siz hemen yeni filminiz için kolları sıvamışa benziyorsunuz? Kısmet olursa sırada şimdi hangi film var, detay alabilir miyiz? M.C.SAÇINTI: Yaşamak Güzel Şey’i 2016 sonbaharında çekmiştim. Yeni filmi çekebilirsem 2018’de çekebileceğim. 2 senede bir çekmek çok değil. Yaşım ilerliyor, zaman kısalıyor. Çekebilirsem her sene bir film çekmek isterim… Yeni filmde her şeyin para olduğu bu kapitalist sistemde sevmenin bedava olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Her şeyin para, paranın güç olduğu bir sistemde bizim gerçek gücümüz sevdiklerimiz ve bizi sevenler; bunu anlatmaya çalışacağım. KİOSKLA: "Mustafa Ali" karakterinin aksine siz olduğunuz yerde durmayan sürekli yeni işler kotarmanın derdinde bir kişiliksiniz. "Mustafa Ali" karakteriyle örtüşen ya da ayrışan yönlerinizi merak ettik? "ÇALIŞIYORSAM DEVLET İÇİN ÇALIŞIYORUM!" M.C.SAÇINTI: Ayıptır söylemesi son filmimizin yapımcılığını ben yapmıştım. Bir miktar devlete ve bankalara borçlandım. Filmden beklediğimiz parayı kazanamadım maalesef. Şimdi borcumu ödemek için koşturuyorum. Çalışıyorsam devlet için çalışıyorum. Bankalar için çalışıyorum. Kirada oturuyorum kiramı ödemek için koşturuyorum. Hepimiz gibi başkaları için çalışıyorum. Yoksa ruhum Mustafa Ali gibi… Bu sistem bedenime sahip olabilir ama ruhuma asla… KİOSKLA: Yaşamak Güzel Şey filminizi konuşalım. İçinize sindi mi çıkan iş? Yolunda gitmeyen şeyler oldu mu? M.C. SAÇINTI: Mükemelliyetçiliğin sonu yok. Olan her şey kuşkusuz daha güzel olabilirdi ama olamayabilirdi de… Tabi ki filmi çekerken ve vizyonda yolunda gitmeyen şeyler oldu…Ancak her şeye rağmen ortaya içime sinen bir film çıktı. KİOSKLA: Film çekmek sizde nasıl bir etki yapıyor? Kendinizi mi ifade etmiş oluyorsunuz yoksa sizi mutlu etmesi yetiyor mu film çekmek için? ÇEKİLEN FİLMİN BİR MESELESİ OLMALI M.C. SAÇINTI: Film çekmek çok masraflı ve zahmetli bir iş… Bu kadar insan bu kadar zahmete girip, bu kadar masraf yapmışken, çekilen filmin bir meselesi, bir derdi olsun istiyorum… Ben filmleri seyredenlerin hislerine tercüman olsun diye çekiyorum… Seyredenlerin de hislerine tercüman olsun istiyorum. KİOSKLA: Film projelerinde izleyiciye ya da insanlara vermek istediğiniz nihai mesaj var mı? M.C. SAÇINTI: Kapitalizm patronlar için de zararlı bir sistemdir. Çünkü insan için zararlı bir sistemdir. Başka ve daha güzel bir dünya mümkün… İnsanlık tarihinin tüm dönemleri gibi kapitalizm de geçicidir… Kalıcı ve önemli olan sevgidir, dostluktur. Önemli olan sevmek sevilmektir… Bunları anlatmak istiyorum. KİOSKLA: TV'de yayınlanan dizilerde yönetmenlik de yaptınız. TV işleri sizi kesmiyor mu? Ya da yeterince mutlu etmiyor mu? Sanki öyle bir haliniz var? M.C.SAÇINTI: Ben, çektiğim Seksenler dizisinden bir hayli memnundum… Ben yine bir dizi çekeceksem yine bir meselesi bir derdi olsun isterim… İçeriğiyle ve biçimiyle sevildiği kadar saygı duyulan işler çekmek isterim. KİOSKLA: Son dönem vizyonda çok konuşulan işler oldu. Cem Yılmaz'ın son filmi Arif V 2016, Gülse Birsel'in Aile Arasında, Ali Atay'ın Ölümlü Dünya'sı gibi. Son dönemde sizin izleyip de beğendiğiniz filmler oldu mu? M.C. SAÇINTI: Ölümlü Dünya hariç diğer ikisini seyrettim… İlave olarak Ailecek Şaşkınız filmini izledim. Saydığınız filmlerin hepsi sinemamızda çıtası yüksek filmler… Özen gösterilmiş emek verilmiş filmler… Oyunculuklarını da çok beğendim… Sinemada sıkılmadan eğlenerek izledim. KİOSKLA: Sinemada hedefiniz ne? M.C. SAÇINTI: Benim çizgim eskilerin deyimiyle sosyal içerikli mizah çizgisi, o çizgide yamukluk yapmadan, falso vermeden ilerlemek istiyorum… OYUNCUYA GÖRE DEĞİL PROJEYE GÖRE OYUNCU KİOSKLA: Şu oyuncuyla çalışmak isterdim dediğiniz Türk oyuncular var mı? M.C. SAÇINTI: Oyuncularımızın belki de yüzde 90’ının dünya çapında iyi oyuncular olduğunu düşünüyorum… Ben oyuncuya göre proje değil, projeye göre oyuncu düşünen biriyim. O yüzden senaryoyu yazarken bile oyuncu düşünmem. İleride senaryodaki rollere kim uygunsa onla çalışmak isterim… İlla kriter söyle dersen iyi insan olan oyuncularla çalışmak isterim. Çok iyi oyuncu ama çok kötü bir insan olan oyuncularla çalışmak istemem. KİOSKLA: Peki ya yabancı oyunculardan…? M.C. SAÇINTI: Yine projeye göre oyuncu seçmek isterim. İlla duygusal bir seçim yap dersen; Dustin Hoffman, John Turturro, Dany De Vito… İlk aklıma gelenler bunlar oldu. KİOSKLA: Stand up şovunuz “Lafını Esirgemeyenler” devam edecek mi? M.C. SAÇINTI: Bu ikinci sezonumuz. Gelecek sezon azalarak biter diye düşünüyorum. Belki hemen biter bilemiyorum. Seyircimizin ilgisine bağlı. KİOSKLA: Lafını Esirgemeyenler'de ne yapıyorsunuz? Gelen izleyicinin amacı sadece gülmek mi oluyor? M. C. SAÇINTI: Her zamanki gibi sosyal içerikli mizah yapıyorum:) Amacım güldürürken düşündürmek, hislere tercüman olmak. Ancak güldürme boyutu bu sefer çok daha fazla sanırım. Özellikle ilk perdede… Ama gelen seyirciler arasında daha felsefi ve ciddi konuşmalar yapmamı bekleyenler de çok… Bu yönde de çok talep alıyorum, yani bir de “ciddi ciddi konuştuğun bir gösteri yap” şeklinde... "BU TOPRAKLARIN MİZAHI GÜLDÜRÜRKEN DÜŞÜNDÜREN MİZAHTIR" KİOSKLA: Sahi, "Güldürüken düşündürme" klişesiyle ilgili ne düşünüyorsunuz? M.C. SAÇINTI: Basınımızın matbuat dönemini de bilen birisi olarak eski matbaalarda klişenin ne olduğunu ne işe yaradığını bilirsin… Kalıcı, sürekliliği olan ve doğru şeylerin klişesi yapılır… Ama mühim olan o klişelerden yeni şeyler yaratmaktır… Bir nevi kombinasyon permütasyon işlemidir sanat, edebiyat… Güldürürken düşündürme meselesine gelince… Bu toprakların mizahı Nasrettin Hoca’dan beri güldürürken düşündüren bir mizahtır… Güldürürken düşündürmeyen mizahı, Avrupa’da Amerika’da farsta vodvilde bulursunuz… Bu ülkenin masalları bile güldürürken düşündürür, haklının yoksulun yanındadır. Mesela, Keloğlan masallarımız… KİOSKLA: TV'de neler izliyorsunuz; program, dizi? M.C. SAÇINTI: Yerli diziler içinde izlediğim dizi yok maalesef. Çünkü takip etmeye vaktim yok. Denk geldikçe Güldür Güldür’ü izlerim mesela… KİOSKLA: Yabancı dizilerle aranız nasıl? Var mı tavsiye edeceğiniz dizi? M.C. SAÇINTI: Şu an pek çok insanın izlediği Casa Del Papel’i yeni bitirdim. Tavsiye edebilirim. Güvendiğim arkadaşlarım Alman dizisi Dark’ı önerdi. Şu an ona başladım. Fena başlamadı.  

KISA.. KISA…

-Tatil? M.C. SAÇINTI: Sevdiğin işi yapıyorsan sürekli tatildesin demektir. -Eğlence? M.C. SAÇINTI: Gülmek -Aşk? M.C. SAÇINTI: Güzel bir hastalık -İş? M.C. SAÇINTI: Sevdiğin işi yapıyorsan eğlence, sevmediğin işi yapıyorsan işkence. -Film? M.C. SAÇINTI: Hepimize başka hayatlar yaşatan büyü. -Kitap? M.C. SAÇINTI: Beynimizin arka planında çalışan işlemciye, harf bulmacası çözdürüp beyin jimnastiği yaptıran şifreler kümesi… -Aile? M.C. SAÇINTI: Genetik ortaklarımız. Sevgi ortaklarımız. Mutluluk ortaklarımız. Kendinde başkasını başkasında kendini bulmak. -Başarı? M.C. SAÇINTI: Kapitalizmde yapay ve yalan. -Mutluluk? M.C. SAÇINTI: Kendin olabilmek. Gülmek. Sevmek sevilmek. -Affetmem? M.C. SAÇINTI: Aileme zarar veren olursa… KİOSKLA/ÖZEL