Sen Neymişsin Be Y’ciğim?



Sabırsız, kendini rahat ifade eden, beklentileri yüksek, özgür çalışma ortamını benimseyen, teknoloji odaklı, klasik yönetim anlayışını benimsemeyen, hayattan zevk alan, eğlenceyi seven, yaşamak için çalışan ve daha birçoğu... 1980-2000 sonrası doğanları Y kuşağı olarak adlandırıyoruz. Neler yapar, neler eder bu Y’ler inceleyelim bakalım. Nelerden motive olurlar? Nasıl bir çalışma ortamı ve nasıl bir yönetici ile çalışmak isterler? Olumlu ve olumsuz özellikleri nelerdir?  Birtanecik Y’lerimizi incelerken bu duruma bir örnek olayla bakalım ne dersiniz? Başroldeki Y’ciğimizin adı Anıl.  Anıl kumaş üretimi yapan büyük bir firmada Üretim Mühendisidir. 1988 doğumlu, yaklaşık 1,5 senedir bu şirkette çalışıyor. Anıl, işine sadık, sorumluluk sahibi, çalışkan, biraz sabırsız, çok hızlı, pratik, çözüm odaklı, işini eğlenceye dönüştüren, kendinden emin, birazcık dik başlı, bazen de tartışmacı, hırslı,  dinamik ortamlarda çalışmaktan zevk alan, gelişime fazlasıyla açık, soru soran, otoriteye boyun eğmeyen, tipik bir Y’dir. Teknolojiyle iç içedir. İş hayatıyla özel hayatı birbirinden ayırır. Çalışma ortamının konforlu ve huzurlu olmasına dikkat eder. Haksızlığa tahammülü yoktur. Takdir edilmeyi bekler, şirkette ödül ve teşvik mekanizmasının güçlü olmasını ister. Yaratıcılığını ve inovatifliğini destekleyen projelerde yer almak onları mutlu eder. İnisiyatif alır, uygular ve sonuçlarından mutlu olur. Gelişmek ister, kısa sürede yükselme arzusu bulunmaktadır. “Bunu şu şekilde yap, getir” şeklindeki otoriter yönetimden ziyade  “Neyi, Nasıl Yapalım?” tarzında sorgulayıcı, araştırmacı ve yorumlayıcı tarzı benimser. Bu firmada gelecek göremezse, önü açık değilse kurumunu ve yöneticisini bırakır. Klasik yönetim tarzıyla yönetirseniz Anıl’ı karşınıza alabilirsiniz. Hem artık otoriter ve sıkı disiplinle yönetilmek de neyin nesi? Kaçıncı yüzyıldayız değil mi? Diğer yazılarımda da bahsetmiş olduğum gibi dünya değişiyor, malumunuz X’ler de değişsin biraz fena mı olur? J Kalıplarınızı kırın Sevgili X’ler. Belki bu şekilde daha mutlu olursunuz kimbilir… Sevgili X’lerimiz sizlere sesleniyorum J Y’leri kurumunuza, ekibinize dâhil etmek ve onları elde tutmak istiyorsanız, sizlerden birazcık esneklik sağlamanızı isteyebiliriz. Tabii her zaman değindiğimiz gibi dengede kalmak şartıylaJ Neler mi yapmalısınız? Bir bakalım: *Sorgulamasına izin verin, yaratıcılıkları gelişir. *Fikirlerine önem verin, O’nları önemsediğinizi hissettirin. *Gelişime açık yönlerini ve eksikliklerini tespit ederek O’nlara yatırım yapın. Kariyer haritalarını çizin. * Yönetmek, dikte etmek, tenkit etmek, açık aramaktan ziyade O’nlara yol gösterici Koç ve Mentor olun. *Şirketinizin çıkarlarını da göz önünde bulundurarak, O’nlara özgür çalışma alanları yaratın, ancak bu şekilde inovatif fikirler üretirler. *Gelişmesine ve değişmesine izin verin. Unutmayın Y’leriniz aslında sizi, departmanınızı ve kurumunuzu temsil eder. *Motive edici unsurları göz ardı etmeyin, Y’lerinizi motive edin, alkışlayın. Bunu yaptıkça göreceksiniz ki daha iyi işler çıkaracaklar. Haydi Sizlere Kolay Gelsin O Zaman :)  

İK Uzmanı Dilşad ULUCA