Tek başına tatile çıkmak isteyenler için en cazip tatil rotaları



Arkadaşlarla veya aileyle yapılan tatiller çok keyifli olsa da, yalnızca canınızın istediğini yapabileceğiniz, istediğiniz zaman istediğiniz yerde olabileceğiniz tatillerin keyfi bambaşka. Özellikle bu tatili daha önce hiç görmediğiniz bir yerde yapıyorsanız, unutulmaz bir deneyim sizi bekliyor demektir. Tripoki, tek başına seyahat etmek isteyenler için birbirinden özel rotalar önerdi.

TARİH İÇİN GRANADA, İSPANYA'YI TERCİH EDEBİLİRSİNİZ Madrid ve Barselona’nın popülerliği İspanya’nın birçok şehrini gölgede bırakıyor ama Endülüs bölgesinin büyüleyici şehri Granata, bu dengeyi her an bozabilir! Şehrin ortasında yer alan ihtişamlı El Hamra Sarayı, ziyaret edilmesi gereken ilk yerlerden. Arap Mahallesi olarak bilinen Albaicin’in dar sokaklarında kaybolurken, karşınıza çıkan ilk restoranda meşhur Gazpacho çorbasının tadına bakabilirsiniz. El Hamra Sarayı’nı en iyi şekilde görebileceğiniz Sacromonte’den güneşi batırırken şahit olduğunuz manzara uzun süre hafızalarınızdan silinmeyecek. Eğer vaktiniz kalırsa şehre yaklaşık bir saat uzaklıkla olan Malaga’yı da ziyaret edip kendinizi Akdeniz’in masmavi sularına bırakabilir, hepsi birbirinden leziz deniz ürünlerini tadabilirsiniz. Flamenkonun doğduğu yer olarak kabul edilen Sacromonte mağaralarında, Güney İspanya’nın en iyi şovlarını izleyebilirsiniz. DOĞASEVERLERE İŞKODRA GÖLÜ VE KARADAĞ  Yeşile ve maviye doymaya hazır olun! Arnavutluk ve Karadağ arasında yer alan İşkodra Gölü, doğaseverlerin yeni gözdesi. İşkodra Gölü’nün sadece Karadağ sınırları içerisinde kalan kısmı milli park sayılıyor. Başlangıç noktanız olan küçük ve şirin kasaba Virpazar’ın olmazsa olmazı, göl boyunca yemyeşil nilüferlerin eşlik ettiği tekne turu. Farklı aktivite arayanlar, her gün düzenlenen kuş gözlem turlarına katılarak daha önce hiç görmediği türler ile karşılaşabilir. Bu eşsiz bölgeyi bisiklet kiralayarak ya da doğa yürüyüşüyle adım adım keşfetmek de çok keyifli. Eğer bölgeye araba ile geliyorsanız, muhteşem İşkodra Gölü manzarası sunan Pavlova Strana’dan bir fotoğraf kesinlikle albümünüzde yer almalı. SANATIN BAŞKENTİ VİYANA VE AVUSTURYA Eğer uzun süredir ertelediğiniz bir Viyana planınız varsa o yıl kesinlikle bu yıl olmalı! Gustav Klimt, Koloman Moser, Egon Schiele ve Otto Wagner’ın ölümlerinin 100. ölüm yıldönümü nedeniyle şehirde çok özel sergiler ve etkinlikler düzenleniyor. Diğer şehirlerden farklı olarak buraya gelirken bavulunuza mutlaka şık bir kıyafet koyun ve şanslıysanız Viyana Devlet Opera Binası’ndaki bir etkinliğe bilet bulup kendinizi bu büyüleyici atmosfere bırakın. Belvedere Sarayı’nın bahçesine oturup tarihi doyasıya hissetmek, şehirle ilgili en keyifli anılarınızdan birini oluşturacaktır. Viyana’daki görmeniz gereken yerlerden biri de, rengarenk ve sıra dışı mimarisiyle Hundertwasser Evi. Şinitzel yemek için adresiniz Figlmüller olabilir ama öncesinde mutlaka rezervasyon yaptırın. Ayrıca şehri turlarken, başta ünlü Sacher Turtası olmak üzere birbirinden leziz tatlılar yemenin de keyfini çıkarın. TROPİK HAVAYI SEVENLER İÇİN BALİ ADASI Balayı denildiği zaman akla gelen ilk destinasyonlardan biri olan Bali Adası, artık sırt çantalı gezginlerin de uğrak noktası. Tropik ormanların içinde oluşan doğal havuzlarda yüzmek ya da palmiye ağaçlarının gölgesinde kurulan hamaklarda egzotik meyvelerin tadını çıkarmak Bali’nin gündelik hayatının bir parçası. Gün batımı izlemeyi sevenler, uçurumun tepesinde yer alan Uluwatu Tapınağını mutlaka listesine eklemeli. Bali’nin sanat galerileri ile ünlü Ubud bölgesine gidip, el yapımı ürünlerden sevdiklerinize küçük hediyeler alabilirsiniz. Her mevsimde dalış yapılabilen Bali’nin mercan resifleri büyüleyici güzellikte. Dalış sizin için uygun değilse mutlaka şnorkelinizi götürün veya oradan uygun fiyatlara kiralayarak su altını izleyin. Gün içerisinde çok mu yoruldunuz? Çözüm çok basit: Kendinizi dünyaca ünlü Bali masajının kollarına bırakın.UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Jatiluwih Pirinç Terasları, mutlaka görülmesi gereken yerlerden. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Jatiluwih Pirinç Terasları, mutlaka görülmesi gereken yerlerden. MUHTEŞEM MİMARİSİ İLE AMSTERDAM Tek başına seyahat edenler için en keyifli rotalardan biri de hiç kuşkusuz Amsterdam! Yapılacak o kadar çok şey, görülecek o kadar yer var ki, insanın sıkılmaya bile vakti kalmıyor. Şehrin kalbi Dam Meydanı’nda oturup, Amsterdam’ın muhteşem mimarisi eşliğinde etrafı seyretmek içinizi açacak. Kanalların etrafında yürürken veya bisikletle turlarken, karşınıza ilham veren butikler ve mis gibi kokularıyla sizi içeri davet eden pastaneler çıkacak. Sanatseverler için de tam bir cennet olan Amsterdam, özellikle Van Gogh Müzesi ile bambaşka bir dünyaya götürüyor. Gece hayatıyla ünlü Amsterdam’da, Redlight bölgesine uğrayıp, kanalların etrafında yer alan mekanlar ile eğlenceyi en üst noktaya taşıyabilirsiniz. Meşhur yel değirmenlerinin en güzellerini, 20-25 dakikalık bir otobüs yolculuğuyla ulaşabileceğiniz Edam ve Volendam’da görebilirsiniz.