Koç burcuna özgü inatçı kişiliği ile öne çıkan efsane: Cem Karaca
GİZEM ŞEHO/KİOSKLA
"İşçisin sen işçi kal giy dedi tulumları", "bir gün belki hayattan geçmişteki günlerden bir teselli ararsın bak o zaman resmime", "çok yorgunum beni bekleme kaptan", "gecenin nemi mi düşmüş gözlerine? Ne olur ıslak ıslak bakma öyle." Ve daha niceleri.. Tüm bu güzel eserleri bizimle buluşturan bir isim o. Türk rock müziğinin gelmiş geçmiş en büyük efsanelerinden: Cem Karaca...
Cem Karaca, 5 Nisan 1945 yılında İstanbul'da Türk tiyatrosunun tanıdık simalarından Toto Karaca ve Mehmet Karaca'nın çocuğu olarak dünyaya gözlerini açtı.
Robert Koleji'nde öğrenim gören Karaca'nın asıl isteği doktor veya mühendis olmaktı. Amma velakin gençlik dönemlerinde içinde artan sanat aşkı ve Elvis Presley hayranlığı onu bambaşka bir kariyere yönlendirdi.
Fakat karşısında büyük bir engel vardı. Babası oğlunun bambaşka bir kariyerde ilerlemesini arzu ediyordu. Cem Karaca ise burcunun en tipik özelliğini, en coşkun şekilde, hayatında belki de ilk kez burada gösterdi. Koç burcunun inatçı kişiliği ile babasının karşısında durdu.
[caption id="attachment_31898" align="alignright" width="279"] Gizem Şeho[/caption]
Kariyerinin ilk yıllarında Dinamitler, Jaguarlar gibi çeşitli müzik gruplarında yer aldı. Askerlik dönüşü Apaşlar grubu ile müziğe kaldığı yerden devam etti. İlerleyen yıllarda ise Kardaşlar, Moğollar ve hayatının son dönemlerinde Kurtulan Ekspres dahil olmak üzere daha bir çok müzik grubunda daha varlığını gösterecekti.
60'larda kariyerinde daha geniş kitlelere ulaşabilmek için Almanya'ya gitti ve orada kaydını gerçekleştirdiği ''Resimdeki Gözyaşları'' ile Türkiye'de büyük yankı uyandırdı. Döndüğü sıralarda Türkiye'de sol rüzgarları esiyordu. Politik yönünün artması müzikal faaliyetlerine de yansıdı. Koç burcunun bir yansıması olan öfkeci ve yıkıcı yönü hayatında sürekli değişiklik yaşamasına sebep oldu ama bir diğer açıdan ele alırsak da cesur ve korkusuzdu. Bir Koç burcu olarak risk almaktan hiç bir zaman kaygı duymadı. Müzikal yolda ilerlerken grupları, arkadaşları hatta eşleri sıklıkla değişmesine rağmen değişmeyen tek şey Anadolu Rock'a duyduğu güçlü sevgi ve özgür bir toplum arzusuydu. Koç burcu olarak dünyayı yaşamayı ve keşfetmeyi seviyordu. Dünya malına ve paraya önem vermiyordu. Eşitliğe inanan Karaca, bu düşüncesini ''Tamirci Çırağı'' şarkısını işçilere ithaf ederek daha da sağlamlaştırdı.
Özel yaşamına değinecek olursak bunlardan ikisi aynı kişi ile olmak üzere 5 evlilik gerçekleştirdi. Ve bir evliliğinden Emrah isminde bir oğlu oldu. Özel hayat ve müzik hayatındaki bu sirkülasyon belki de Koç burcunun ilk adımı atan, hızlı, aceleci, dolu dolu yaşama arzusundan kaynaklanıyordu. Yine bu özelliğine dayandıracak olursak tiyatro ve sinema dünyasında da kısa bir dönem yer alması cesur ve risk alarak hayatı yaşadığını, yeni deneyimlere açık olduğunu gösteriyordu.
Yaşamının ilerleyen dönemlerinden siyasi sebepler sebebi ile bir süre ülkesinden ayrı kalmak zorunda kaldı. Döndüğünde müziğe katkıları devam etse de hakkında konuşulanlardan oldukça yorgundu. 2004 yılının Şubat ayında kalp krizinden hayata gözlerini yumdu. Hakkında konuşulanlar koç burcu özelliği olan aşırı stresli yapıyı ortaya çıkarmış ve belki de bu krizi tetiklemişti.
Karaca, Türk müzik dünyasında bir çığır açmıştı. Kendi inançları doğrultusunda aykırı ve yenilikçiydi. Doğu kültürünü Batı kültürü ile sentezleyen Anadolu Rock'ın Türk halkının duygularını en yalın en samimi şekilde ifade edebilecek müzik türü olduğuna inandı. Yaşamına bir çok ödül de sığdıran Karaca, Altın Mikrofon, Altın Güvercin gibi müzik dünyasının önemli yarışmalarında büyük başarılara imza attı.