İçme suyundaki görünmez tehlike: Mikro plastik



Milyonlarca insan her gün görünmez sentetik liflerin kirlettiği suyu içiyor. New York'tan Yeni Delhi'ye kadar bütün dünyada çeşmelerden mikroskobik ebattaki plastik parçacıklarının bulaştığı içme suyu akıyor. Bu konuda araştırma yapan 'Orb Media' adlı Amerikan internet haber kanalının ortaya koyduğu rakamlar büyük yankı uyandırdı. Dw.com'un haberine göre; Son araştırmalar mikro plastiğin denizleri, gölleri, nehirleri toprağı ve havayı kirlettiğini ortaya çıkardı. Milyarlarca insanın susuzluğunu giderdiği şebeke suyunda da mikro plastik parçacıklarının bulunduğu kanıtlandı. Araştırma için beş kıtanın büyük kentlerinden 150 içme suyu numunesi toplandı. Tahlil sonuçları bu suların yüzde 83'ünde mikro plastik bulunduğunu gösteriyor. Araştırma sadece suda sentetik lif olup olmadığını saptamak amacıyla yapıldığı için tek bir mikro parçacığın bulunması bile tahlilin olumlu çıkması anlamına geliyor. Araştırmada suya karışan maddelerin toksikolojik özellikleri yer almıyor. Sonuç aynı zamanda 17 numunede tek bir mikro plastik parçacık bile bulunmadığını gösteriyor. Uzmanlar içme suyuna karışabilen sentetik liflerin ekmek ya da bebek maması gibi gıda maddelerine karışmamasının mümkün olmadığını belirtiyorlar. Bu zerreciklerin sentetik halı ve döşemelerden kopan parçalar olduğu tahmin ediliyor. Mikro plastiğin içme suyuna nasıl karıştığı ve sağlık açısından ne kadar riskli olduğu ise henüz aydınlatılabilmiş değil. Ne kadar tehlikeli? Uzmanlarca insan vücuduna giren sentetik liflerin çevre zehrini taşıyıcı işlev görebileceği belirtiliyor. İngiltere'deki Plymouth Üniversitesi'nin deniz araştırmaları bölümünden biyolog Richard Thompson hayvanlar üzerinde yaptıkları deneylerle plastik parçacıkların saçtığı kimyevi zehrin sindirim organlarının faaliyetiyle zararlı etkisini daha da arttırdığını saptadıklarını söylüyor. 'Orb Media' araştırmasını yöneten mikro plastik uzmanı Sherri Mason hayvanları büyük ölçüde etkileyen mikro plastiğin insan sağlığı açısından zararsız olacağının düşünülemeyeceğini söylüyor. Uzmanlar mikro plastiğin insan sağlığı üzerindeki araştırmaların henüz başında olduklarını belirtiyorlr. Sentetikten bir dünya İçme suyundaki sentetik lifler zengin-fakir demeden herkesin midesine iniyor. Mikro plastik Endonezya'nın başkenti Jakarta'da olduğu gibi New York'taki Trump Tower'ın lokantasında içilen sularda da bulundu. Özel filtrelerden geçirilen şişe suları da sentetik liflerden arındırılamıyor. ABD'de şebeke suyundaki mikro plastiğe üst sınır uygulanmıyor. Avrupa Birliği'nde içme suyunun kirli olmaması şart koşuluyor. ABD ve Lübnan'dan alınan su numunelerinin yüzde 94'ünde mikro plastik çıktı. Bu oran Yeni Delhi'de yüzde 82, Kampala'da yüzde 81, Jakarta'da yüzde 76, Quito'da yüzde 75, Avrupa'da ise ortalama yüzde 72. Plastiktüte im Meer Var mı, yok mu? Los Angeles'taki her üç musluktan ikisinde plastik kirliliği gösteren su akıyor. Kentin sular idaresi ise sürekli analizlerde elde ettikleri sonuçların aşırı kirlenme göstermediğini öne sürüyor. Victoria gölünde balıkçılık yapan Ugandalı James Nsereko da araştırma sonuçlarının gerçeği yansıtmadığını ve sularında yabancı maddelere rastlamadıklarını söylüyor ama onun köyünden alınan su numunesinden de dört sentetik lif çıktı. Mikro plastik Amerikan Kongre binasında ve Çevreyi Koruma Teşkilatı'nın çeşme suyunda da bulundu. Ama yetkililer New York ve Washington'da içilen suların sağlık standartlarına uygun olduğunu iddia ediyorlar. Havada, suda, her yerde Dolu makinede yıkanan çamaşır 700 bin lif çıkarıyor. Liflerin büyük bölümü kanalizasyon üzerinden sulara karışıyor. Liflerden arındırılan sular bile bir başka bölgenin su şebekesinde yeniden ortaya çıkabiliyor. 2015 yılında yapılan bir araştırma Paris'in çatılarına ve yollarına yılda üç ile on ton mikro plastik yağdığını ortaya çıkarmıştı. Bu da havadaki sentetik lif kirliliğinin sudaki mikro plastik parçacıkları aratmadığını gösteriyor. Öncelikle sudaki sentetik kirlilik hükümetleri, araştırmacıları ve sanayiyi daha uzun süre kiosklayacağa benziyor.