Whatsapp'ın Kullanıcılarına Gönderdiği Sözleşme Nedir?

Bilgisayar Bilimleri Mühendisi ve Bilgi Güvenliği Danışmanı Filiz Demirci,  Whatsapp'ın kullanıcılarına gönderdiği sözleşmenin detaylarını anlattı. Merak edenler için kioskladık.

  • 10-01-2021 17:50


Whatsapp gibi uygulamalar hayatımızı kolaylaştıran, son derece faydalı uygulamalar olmakla birlikte her konuda olduğu gibi nasıl ve ne kadar kullanıldığı noktada önem arz ediyor. Teknolojik  gelişmeler, dijitalleşme, hayatımızın bir parçası olan akıllı telefonlar ve çeşitli uygulamalarla birlikte ortaya çıkan önemli bir kavram var. O da  bilgi güvenliğinin bir parçası olan Data Privacy.

Kullandığımız her uygulama, web siteleri, tarayıcılardan yaptığımız aramalar öyle ya da böyle bizlerin datalarını topluyor ve bunları çeşitli amaçlar için kullanıyor.Bu verilerin son bir kaç yıla kadar ki kullanım amaçları çoğunlukla pazarlama ile sınırlıydı. Bir örnek vermek gerekirse,  siz Google’da bir arama yaptığınızda size onunla ilgili e-ticaret sitelerinin reklamının gösterilmesi gibi.

Ancak durum giderek değişiyor ve tehlikeli bir hal alıyor. Bu durum yasal otoritelerin de dikkatini çekti ve 2016 yılında hem Avrupa Birliği’nde, hem de AB uyum mutabakatı çerçevesinde Turkiye’de Personel Data yani Kişisel Verilerin korunmasına yönelik kanun ve regülasyonlar yayınladı (GDPR  ve KVKK). 2018 yılına kadar da şirketlerin topladıkları verileri , geçmişe yonelik olarak da kanunlara uygun hale getirmeleri için süre verildi. Tabi bu geciş öyle kolay olmadı, şimdiye kadar bunu sağlayan şirketlerin oranı geçen yılın rakamlarına göre %30 civarı.

İşte bu nedenle son 2 yıldır, sürekli onay alma ve çerez politikaları gibi konular gündemimizden düşmez  oldu ve her yerde karşımızaonay isteyen ekranlar çıkıyor. Ancak bunu yaparken, şirketler sizlere açıklayıcı, kolay ve anlaşılır sekilde, topladıkları datalarla ne yapacaklarını belirtmek zorundalar. Bir diğer zorunluluk da, istisnai durumlar haricinde,  bunu yaparken onay vermeniz icin ürün ya da hizmet kullanımını kısıtlamamaları. Tabi ki bir e-ticaret sitesine üye olurken email adresini ve ürünü teslim almak için adresi paylaşmanız gerekir, aksi halde işin doğası gereği sunulan hizmeti kullanamazsınız, bundan bahsetmiyoru, diger istinalar da kanunlarda açıkça belirtiliyor.

Ancak bilmeniz ve önemsemeniz gereken şey, kendi Personel Data yani Kişisel Verileriniz üzerinde sizin ne yapılıp yapılamayacağını seçme hakkınız olduğududur.  Günümüz koşullarında bilgiye sahip olan güce sahip oluyor. 

Bunu aklımızın bir köşesinde tutarak Whatsapp konusuna geri dönelim; Whatsapp 2009 yılında ortaya çıktı ve hızla yaygınlaşmasının ardından 2014’te Facebook tarafından 19 Milyar $ satın alınması ile tarihe geçti. Su an, tüm Dünya’da 2 milyardan fazla kullanıcısı var ve günlük ortalama 100 milyar mesaj Whatsapp üzerinden iletiliyor. Facebook, kendi datasına ilaveten Instagram ve Whatsapp ile en çok kullanıcı verisine sahip şirkettir. Dolayısıyla şu an Dünya’daki en güçlü şirketlerden biri diyebiliriz. 

Ne gibi dataları topladığını zaten tahmin edebiliyorsunuzdur. Peki bu veriler sadece pazarlama amaçlı mı kullanılıyor? Sadece ürün/ hizmet satan şirketlere daha çok müşteri kazandırmak için mi yapıyor? 

KESİNLİKLE HAYIR! 

Sahip olunan Data ve paralelinde Güç arttıkça bu verilerle neler yapılabileceği hayal gücünüze kalmış durumda.

“Cambridge Analytica” skandalını hatırlatırım (detaylar için lütfen araştırın). Özetle, Facebook’un kullanıcı verilerini, ilgili kişilerin izni ve haberi olmadan 3. bir şirkete sızdırılması ve sızdırılan şirketin de bu verileri profillemeler uzerinden ABD başkanlık seçimlerinde kullanması ve yine ayni şirketin Brexit kampanyasında da gorev almasının ortaya çıkması ile Facebook kurucusu Mark Zuckerberg ABD Senataosu karşısında ifade vermek zorunda kalmıştı. Daha öncesinde ise Brezilya ve Hindistan seçimlerinde de bu şirketin etkili olduğuna yönelik bilgileri de düşündürücü buluyorum.

Hatırlarsanız Arap Baharı da Facebook üzerinden başlamıştı. Son günlerde ise ABD kongresinde yaşanan olaylarda Trump’ın Facebook ve Twitter uzerinden yaptığı paylaşımlarla takipçilerini nasıl şiddete yönlendirdiğini görmüş olmakla birlikte Facebook’un şu an ki ABD başkanının hesaplarını durdurduğunu da biliyoruz. 

Gücü görebiliyor musunuz? Peki bu gücü nereden elde ediyorlar, elbette bizlerin datalarından ve gene bu dataları kullanarak bizler üzerinden yaptıkları algı yönetiminden. 

“Peki, zaten tüm datalarımızı topluyorlar ve istedikleri gibi kullanıyorlar simdi ne değişecek?“ dediğinizi duyuyorum.

Son Privacy Policy yani gizlilik politikası güncellemesi ile birlikte, siz onay verip kullanmaya devam ettiğiniz takdirde, bunu artık yasal olarak yapabilecekler. Şimdiye kadar en azından Cambridge Analytica gibi “skandallar” ortaya çıkınca mahkeme ya da ABD senatosuna çıkıp hesap veriyorlardı. Artık bu olmayacak ve sonrasında verilerimizi nasıl kullanacaklarını, neler yapacaklarını ise bilmiyoruz. 

Bu arada, bu güncellemenin Avrupa Birliği ülkeleri için geçerli olmadığına dair söylemler de ortada dolanıyor. Bu durumu GDPR’ın yanlış yorumlanması sonucu olduğunu düşünüyorum. Sonuçta ülke bağımsız olarak Whatapp’un tüm Dünya üzerindeki kullanıcılarını etkiliyor ve kanunlar haklarımızı korusa dahi, biz birz sözleşmeye onay verdiğimizde ordaki maddeler geçerli oluyor.

Tartışılan bir diğer konu da, yazışmaların uçtan uca şifreli olması nedeniyle güvenli olduğunun düşünülmesi. Bu durum kısmen doğru olmakla birlikte Facebook’un erişimine engel olmuyor. Kaldı ki, yukarıda da bahsettiğim gibi durum sadece mesajlarınızın görülüp görülmemesi değil, kişilik haklarının ihlali ve dayatma yapılmasıdır.

Ben size “whatsapp’tan çıkın!” diyemem. Seçim sizin, ama sarı öküz hikayesini hatırlamanızı bilmiyorsanız bir araştırmanızı rica ederim. 

Ben ne mi yapacağım? Whatsapp sözleşmesini kabul etmeyeceğim, ve gerekirse kullanmayacağım. Elbette mevcutta ki diğer alternatiflere yöneleceğim. Tabi yarın bu uygulamalarda da hoşlanmayacağımız durumlar karşımıza çıkabilir ama her zaman yeni alternatifler ve her zaman seçim yapma hakkımız olacaktır.

Yorum Yap