Karakterlerine sahnede hayat veren yazar: Burcu Seçmeer ile röportaj

Kitabında yarattığı karakterleri tiyatro sahnesinde yaşatarak, iki tutkusunu da bir arada getirmeyi başaran Burcu Seçmeer ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

  • 29-01-2020 10:02


Kioskla Özel

Tiyatro oyuncusu ve yazar Burcu Seçmeer, hakkında merak edilenleri Kioskla’ya cevapladı. ‘Önemli Bir Gün’ ve ‘Doku’ isminde iki adet başarılı öykü kitabına sahip olan Seçmeer, yazdığı hikayelerin ve karakterlerin fantastik dokusunu sahnede hayat vererek seyircilerin ağzında bambaşka bir tat bırakmayı başarıyor.

Ankara Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümünden mezun olduktan sonra eğitimine Los Angelas’ta devam eden ve ünlü sinema oyuncusu Chris Bulkey’den dersler alan Burcu Seçmeer, kariyerinde en unutamadığı oyunun ‘Pippa’ olduğunu ifade ediyor. Muhtemelen dünyada en fazla giyilmiş gerçek gelinlik rekorunun da sahibi olan Seçmeer ile çok keyifli bir röportaj yaptık. Kendisine yazarlık ve tiyatro deneyimlerini sorduk, alışverişten ve gelecek projelerinden bahsettik.

Burcu Seçmeer’in ‘Fısıltı & Önemli Bir Gün’ öykü performansı, 7 Şubat Cuma saat 20:30 tarihinde Cep Sahne Kırımzı Salon’da gerçekleşecek.

Burcu Seçmeer Röportajı

Yazmaya ne zaman karar verdiniz? Edebiyat ve tiyatro hayatınızın tam olarak neresinde?

Aslında birçok genç kız gibi ilkokulda günlük tutarak başladım. Klişe gibi görünür ama günlük yazma işi hafife alınacak bir şey değil aslında; çünkü korkusuzca, dilediğin gibi yazarsın. Kaleminini ilk özgür bıraktığın yerdir günlükler. Ayrıca yazmak, rutini sever; keyifli olduğu kadar disiplinli bir iş ve günlük tutarken bu devamlılığı sağlıyorsun. Sonra bir ara şarkı sözlerine merak sardım; öyle şeyler karalıyordum. Mesela “Olmaz olmaz deme” diye bir şarkı yazdığımı hatırladım şimdi. On yaşındaydım sanırım. Ne günlermiş. Ortaokul’da da bir edebiyat öğretmenim sayesinde öykülerle tanıştım ve onlarla kalıcı bir bağ oluştu içimde. Hala da öykü yazmayı çok seviyorum.

“Kendi yazdıklarımı oynamak bambaşka bir keyif”

Tiyatro oyununuzdan biraz bahseder misiniz?

Tiyatro oyunundan ziyade “Öykü Performansı” olarak adlandırdım ben bu projeyi. Geçen sene çıkan Önemli Bir Gün adlı öykü kitabımdan seçtiğim iki öyküyü, 15 dakika arayla canlandırıyorum. Karakterlerin, hikayenin kendi oluyorum yani. Tiyatroya yakın olan tarafı, anlatmak yerine oynuyor olmam. Seyirci için ilginç olacak tarafıysa, yazarın bizzat kendi karakterlerine, hikayelerine dönüşüyor olması. Ayrıca hikayelerin fantastik dokusu... Hayalle gerçeğin iç içe geçtiği türde hikayeler.

İkisi arasında kalsanız, yazmayı mı yoksa oynamayı mı tercih edersiniz?

Son dört beş yıldır yazının ağırlık kazandığını itiraf etmeliyim. Edebiyat ve seyahat yazıları yazmaktan müthiş zevk alıyordum. Ta ki bu proje aklıma düşene kadar. Şimdi kendi yazdıklarımı oynamak bambaşka bir keyife, deneyime dönüştü. Bunun peşini bırakmam. Artık eşit ağırlıktalar denebilir.

“Pippa Bacca’nın annesi oyunu izlemeye İtalya’dan geldi”

Şimdiye kadar hangi projede, en çok kimlerle çalışmaktan keyif aldınız? Bununla ilgili unutamadığınız bir anınız var mı?

Talimhane Tiyatrosu’nda uluslararası bir proje için sahnelediğimiz “Pippa” adlı oyunumuzu unutamam. Dört kişilik genç bir kadroyduk. Yönetmenimiz Lerzan Pamir, oyuncular Bekir Çiçekdemir, Kubilay Çamlıdağ ve İpek Türktan Kaynak’tı.

Biliyorsunuz İtalyan sanatçı Pippa Bacca, sanatçı arkadaşı Silvia Moro ile beraber "Barış Gelini" adıyla dünya barışı için bir yol performansı gerçekleştirecekti. 8 Mart 2008’de Milano’dan başlayıp, otostopla Tel-Aviv’e gitmeyi planlıyorlardı. Geçtikleri rotalar arasında Türkiye’de İstanbul da vardı ve burada maalesef talihsiz bir şekilde öldürüldü. Biz, Pippa Bacca’nın yol hikayesini tuttuğu günlükler, kayıtlar ve röportajlardan yola çıkarak hem eğlenceli hem dramatik bir şekilde yorumladık. Ve Pippa’nın annesi oyunumuzu seyretmek için İtalya’dan geldi. Sonrasında sohbet ettiğimizde, bu durumu sadece bir trajedi olarak anlatmadığımız için sevindiğini söyledi.

Bu oyundaki diğer bir ilginç anım da Silvia rolü için giydiğim gelinlikte son anda bir problem çıktı. Apar topar annemin gelinliğini giydim. Ve o günden sonra kostümüm o oldu. Oyunu defalarca oynadığımıza göre , dünyada en fazla giyilmiş gerçek gelinlik rekoruna imza atmış olabilir :)

“ Tüketim toplumu olmaktan uzaklaşmaya çalıştığımız bir çağdayız”

Biliyorsunuz Kioskla.co sitemiz alışveriş, yaşam ve eğlence üzerine… Peki, siz alışveriş yapmaktan ne derece keyif alıyorsunuz?

Elbette seviyorum alışveriş yapmayı ama eskiye göre biraz azalttım. Daha önce bu bir deşarj olma yöntemiydi aynı zamanda ama artık tüketim toplumu olmaktan uzaklaşmaya çalıştığımız bir çağdayız. Bu sebeple daha çok ihtiyaç doğrultusunda ve gerektiği kadar almaya çalışıyorum. Ancak çok farklı, özgün, bir daha bulamayacağımı düşündüğüm tarzda bir kıyafeti, eşyayı, tasarımı kaçırmam. Sanırım en çok kitap, defter kalem, melekli objeler ve kişisel bakım ürünü alıyorum.

Gezmeyi seven biri olarak gittiğiniz, gördüğünüz yerlerde mutlaka bir şey alma huyunuz var mı?

Bir anı kalması açısından mutlaka bir şey alırım. Bu çoğu zaman magnet oluyor ama gittiğim yerle özdeşleşmiş bir şey varsa onu tercih ederim. Mesela Kapadokya’dan bir balon figürü, Soğanlı’nın gazoz kapağı ve basmadan yaptıkları süslü bebeklerinden, yurtdışında da Şili’nın geleneksel yaşantısının anlatıldığı el dokumalarından alıp tablo yaptırmıştım.

“Yıllardır aynısını kullanıyorum”

Herhangi bir ürüne veya markaya takıntınız var mı?

Marka takıntım hiç yoktur. Beğendiğim, sevdiğim her yerden alışveriş yapabilirim. Bu pazar da olabilir mağaza da ama nadiren ürünün kendisine takılabiliyorum. Koku konusunda mesela. Yıllardır aynı parfümü ve vücut spreyini kullanıyorum. Diğer konulardaysa yeniliklere açık bir insanım.

Okuyucularımıza tavsiye ettiğiniz, mutlaka okumalarını önerdiğiniz kitaplar nedir?

Akgün Akova’nın tüm kitaplarını, özellikle İçimden Geçen Yolda’yı öneririm. Yeni yazarlardan Ayşe Dündar’ın Gökbilimcinin Salyangozu ve Arda Kıpçak’ın Değişik Bir Şey Yok kitapları çok etkileyici. Gogol, Tom Pobbins, Ursula Le Guin’in de yeri başkadır bende ayrıca.

“Öyküler birikmeye başladı”

Gelecekte sizi hangi projelerde göreceğiz? Şimdiden kafanızda yeni bir kitap fikri var mı?

Şu an üzerinde çalıştığım seyahat edebiyat ağırlıklı üçüncü kitabım var. Dördüncü kitap için de öyküler birikmeye başladı. Ayrıca bu kendi hikayelerimi canlandırma projeme devam etmek istiyorum. Yeni öykülerle beraber başka performanslar da olacaktır ileride.

Yorum Yap