Özge Özberk: Oyuncunun yönetmenle ilişkisi de önemli

Başarılı oyuncu Özge Özberk, liseye kadar çok çekingen bir çocuk olduğunu ve ilk başlarda oyuncu olmak hiç aklının ucundan bile geçmediğini söyledi.

  • 17-05-2020 18:15


DenizBank ve Türkiye Sinema Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) iş birliğinde hayata geçirilen 4. DenizBank İlk Senaryo İlk Film Yarışması kapsamında gerçekleştirilen Yönetmen Bora Talat Oyacı’nın moderatörlüğünü yaptığı “Senaryo Sohbetleri”nin dokuzuncu bölümünün konuğu “Oyuncu Gözüyle Senaryo” başlığı ile G.O.R.A, A.R.O.G., Babam ve Oğlum, Kırık Kanatlar, Bir Demet Tiyatro gibi birçok film, dizi ve tiyatro oyununda seyircinin beğeniyle izlediği başarılı oyuncu Özge Özberk’di.

Özge Özberk programın moderatörlüğünü yapan Bora Talat Oyacı’nın senaryo ve oyuncu ilişkisine dair sorularının yanı sıra takipçilerin program esnasında sosyal medyadan ve YouTube üzerinden sordukları sorularıcevapladı. Özge Özberk ayrıca TÜRSAK Vakfı Instagram hesabından yapılan çekilişle kendisine canlı yayına bağlanarak soru sorma hakkı kazanan bir hayranının sorusunu da cevapladı.

Oyunculuk hikayesi

Programda ilk olarak “Oyuncu olma hikayen nasıl başladı?” sorusuna cevap veren Özge Özberk, liseye kadar çok çekingen bir çocuk olduğunu ve ilk başlarda oyuncu olmak hiç aklının ucundan bile geçmediğini söyledi. “Liseyi bitirdikten sonra hedefim veteriner olmaktı fakat annem beni oraya götürüp ortamı görmemi istediğinde veteriner olamayacğını anladım” diyen Özberk, oyuncu olma macerasını ve motivasyonunu şu cümlelerle anlattı: “Babamın arkadaşınının kurduğu bir oyunculuk ajans vardı. Oyunculuk yapmak için abimle oraya kaydoldum ve bizi ufak ufak rollere gönderdiler. Yardımcı oyunculuk için bir diziye gitmiştik ve ilk oyunculuğum da ekranda saniyelerle ölçülebilecek bir sürede de olsa o diziyle başlamıştı. ‘Sevdiğin işi yapmazsan başarılı olamazsın’ cümlesi ile büyüdük biz abimle küçüklüğümüzde. Ait olduğum parçayı da tiyatroda ve oyunculukta buldum. O inancımla da buralara geldim. Aşkla yapılan her işte başarı gelir. Yeter ki içinizdeki aşk ölmesin”.

Senaryo yazmaya dair

Bir oyuncunun yer aldığı projelerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Özge Özberk, “Size gelen hikaye kadar varsınız. Sizi çıkarınca hikayede aksaklık olup olmadığı karakterinizin değerini ortaya koyar” ifadesini kullandı. 

Bağımsız filmleri çekmek isteyenler genç sinemaseverlere ise vereceği en büyük tavsiyenin cesur olunması gerektiğini söyleyen Özberk, bu işi severek yapmak isteyenlere birinden yardım almaktan çekinmemeleri tavsiyesinde bulundu. Bir şeyler üzerine yazma alışkanlığının ortaokul yıllarına kadar dayandığını açıklayan Özberk, hikaye yazmaya dair şu ifadeleri kullandı: Senaryo yazmak gerçekten hiç kolay bir iş değil ve üzerinden büyük bir emek harcamak gerek. Yazdığım her şeyde kendi kurduğum atmosferi düşünerek yazarım. Projeleri kabul ederken de o atmosferin içinde kendimi bulup buluyor muyum diye bakıyorum. Hikaye ve senaryo yazımında kendi hayal gücünüz ne kadar değerliyse anneanneler ve dedelerinizin anlattığı hikayeler bir o kadar değerlidir”.

“Aldığım rolü seversem o da beni sever”

Oyunculuk farklı yönlerine ait bilgiler veren Özge Özberk şunları söyledi: “Özgünlük bir oyuncunun bağımsız hareket etmesi değil, o bütünün içinde farklılığı yaratmasıyla olur. Bunun için de oyuncu aldığı rolü sahiplenmelidir. Ben sevmediğim hiçbir karakteri eve almadım. Aldığım o rolü seversem o da beni sever. Oyuncunun rolü sevmesi kadar yönetmenle olan ilişkisi de bir projenin başarısı açısından önem arz eder. Bunun için de oyuncunun yönetmenle aynı dili konuşması çok önemlidir. Tanıdığınız ve bildiğiniz yönetmenler seni bir adım ileri götürebilecek alanı tanırlar. Onların seçimlerini o kadar iyi bilirsiniz ki yanlış yapacaklarını düşünmezsiniz ve ona güvenip çalışırsınız”. 

 

Yorum Yap